Asliye Ceza Mahkemesi ve Görevi
Disiplin Mahkemeleri Anayasa Mahkemesi tarafından “mahkeme” kabul edilmektedir[659]. Disiplin mahkemelerinden verilen kararlara karşı üç günlük itiraz süresi vardır ve bu süre tefhim veya tebliğden itibaren başlar. Eğer son gün resmi tatile rastlarsa süre tatili takip eden ilk günün mesai saati sonunda biter. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı teşkilatında kurulan disiplin mahkemelerinin verdiği kararlara karşı itiraz yine aynı yer mahkemelerince fakat daha yüksek rütbedeki heyetçe incelenecektir. Maddesinde Sözleşme’deki hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişinin ulusal makamlara başvuru hakkı güvence altına alınmıştır. Madde hükmü, ulusal bir makam ibaresini içerdiğinden; hak arama hürriyeti için kullanılacak yolun mutlaka yargı yolu şeklinde olması zorunlu değildir[639] . Mahkeme, bir askerin komutanına yazdığı bir mektupta orduyu eleştirmesi üzerine verilen disiplin cezasının, mektup yayımlanmadığından ve hakaret içermediğinden fikir hürriyetini ihlal ettiğini belirlemiştir[638]. AİHM’nin askeri disiplin gerekçesiyle din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanabileceğine ilişkin kararları, özellikle YAŞ kararı ile TSK’dan çıkarılan kişilerin başvurularında yoğunlaşmaktadır. Başvuruları reddederken, çıkarma işleminin başvurucunun dini inanç veya görüşleri, eşinin türbanı veya dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle değil, askeri disiplin ve laiklik ilkesini ihlal eden tutum ve davranışlarından dolayı tesis edildiğini belirtmektedir[626]. Mahkeme’nin bu konudaki kararlarına, askerlik gibi sıkı kuralların hâkim olduğu kurumlara gönüllü olarak giren kişilerin, din ve vicdan özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara katlanmakla yükümlü olduğu temel görüşü hâkimdir[627].
Maddesi uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Kanunlar özellikle bir mahkemeyi yetkili ve görevli kılmışsa yargılamayı o mahkeme yapar. Sulh ceza hakimliği, ağır ceza mahkemeleri ve diğer özel mahkemelerin görevleri dışında kalan tüm dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır. Özel veya genel kanunlar, suç vasfı ve ceza miktarına bakmaksızın asliye ceza mahkemesini özellikle görevli kılmışsa, özel düzenleme nedeniyle de asliye ceza mahkemesi görevli kabul edilir (5235 Sayılı Kanun md. 11/1). Sabıka kaydı ile ilgili Brunet – Fransa davasında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, “Özel hayatın ve aile hayatının korunması” başlıklı 8. Dava, başvurucunun adli sicil kaydının kendisi hakkında yargılama sürecinin bitmesine rağmen silinmemesi şikayetine ilişkindir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.7/2’de “lehe uygulama” ilkesi; suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümlerinin farklı olması halinde, sanığın lehine olan kanunun uygulanacağı şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm kapsamında lehe uygulama; Ceza Hukukunun maddi boyutuna, yani cezanın belirlenmesine ilişkindir.
- Uygulamada genellikle “askeri eşya” tabiri kullanılmaktadır.
- Maddesinde yazılı askeri kabahatlerden ibaret olup, işleniş tarz ve şekilleri veya meydana getirdikleri sonuçlar bakımından nispeten hafif sayılabilecek fiillerdir[44].
Fıkrasında yer alan sorumluluk düzenlemesinin, ceza sorumluluğu için de geçerli olup olmadığı değerlendirilecektir. Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri” başlıklı 307. Fıkrasına göre Yargıtay’ın bozma kararına uyduktan sonra ilk derece mahkemesinin veya bölge adliye mahkemesinin sanığın ifadesini hangi hallerde alıp almayacağı kaleme alınmıştır. Asliye Ceza Mahkemesi’nin itiraz yoluna başvurusu üzerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumuna ilişkin tüm hükümlerin tümünün oyçokluğu ile iptaline karar vermiştir. Yazı konumuza verilecek cevap hukuk tekniği açısından evet olacaktır, çünkü konu ile ilgili Anayasa m.154 ve m.155, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süreleri ile ilgili herhangi bir hükme yer vermemiş ve bu hususu kanunlara bırakmıştır. Yargıtay ve Danıştay Kanunlarında da, 2016 yılında yapılan değişiklikle 12 yıllık üyelik süresi sınırı ve ikinci kez seçilme yasağı getirilmiştir. Ancak bunun yararlı olup olmadığı, “kuvvetler ayrılığı” ilkesi uyarınca kabul görmüş yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına aykırı düşüp düşmediği, yüksek mahkemelere seçilip görevlendirilmiş yargı mensuplarının süreleri bittiği gerekçesiyle tekrar derece mahkemelerine gönderilmelerinin uygunluğu ayrıca tartışılması gereken bir konudur. Maddesi ile düzenlenen, eski adı “kara para aklama suçu” olan suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunda, öncül suça ilişkin eksik inceleme yapılması ve öncül suçun incelenen suç bakımından kaynak olma vasfı, Yargıtay kararları, Anayasa Mahkemesi kararları ve gerekçeli karar hakkı çerçevesince ele alınacaktır. (3) Özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir.
Belgeleri eksik olan veya mevzuata uygun olmayan başvurular değerlendirmeye alınmaz ve eksikliklerin tamamlanması için otuz günlük ek süre tanınır. Bu süre sonunda eksikliklerin tamamlanmaması halinde başvuru işlemden kaldırılır. D)İzne tabi kelimelerin kullanılması için genel kurulun aldığı karar örneği. Kamu yararına çalışan derneklerden sayılmaya ilişkin karar Bakanlıkça ilgili valiliğe bildirilir ve valilik tarafından başvuru sahiplerine bilgi verilir. Başvurusu reddedilenler buna ilişkin gerekçe ile birlikte ilgili valiliğe bildirilir ve valilik tarafından başvuru sahiplerine bilgi verilir.
Suçun oluşması için bu unsurlar gerekmekte olup, buradan yetkili makamların “açık ve yazılı” izniyle yukarıda belirtilen işgal halinin olabileceği ve suç oluşmayacağı sonucuna varıyoruz. Ancak böyle durumlarda bazen işgalci için olmasa da yetkili makam için suç oluşabilir. Örneğin, bir inşaat sahibine 10 günlüğüne belli sınırlar içinde kum yığma izni verilmesi, toplumun hakkını ihlal etmeyebilir hatta zorunluluk olabilir. Ancak aynı birim A şahsına süresiz olarak arabasını dükkanının önündeki kaldırıma parketme izni verirsi, bu izin araç sahibi için suç oluşturmasa da yetkili makam için suç oluşturabilir. Yasada, ceza verecek merci açıkça zabıta olarak belirlenmiş olup, belediyenin yetkisi tartışmasızdır. Maddesinde düzenlenen “emre aykırı davranış” fiiliyle de örtüşmesi sözkonusu olabilir. Örneğin, belediye “otogarlarda bağırarak ve fiilen müşteri toplamayı” yasaklamış ve bu yasağa aykırı fiil tespit etmiş olabilir. Ancak bu durumda fiil özel bir maddede düzenlendiğinden 37. Ayrıca her iki maddede de ceza verme yetkisi zabıtaya (belediyelerde) ait olduğundan 32. Vergi kanunlarında düzenlenen para cezalarını da idari para cezaları içinde değerlendirmek gerekir. Çünkü, bu cezalarda da; ceza idarece verilmekte olup, sadece parasal bir ceza olarak uygulanmaktadır.
Bu değişiklik öncesi uyarı ve kınama cezalarına karşı yargı yolu 657 SK’nun 136. Bu hükmün iptali için yapılan bir başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi, uyarı ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu bizzat Anayasanın 129. Maddesinin kapattığını belirterek Anayasaya aykırılık görmemiştir[731]. Maddesinin üçüncü fıkrasında “ uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” denmektedir. Cümlenin sonundaki “bırakılamaz” ifadensin karşı anlamı “bırakılabilir” dir.
Disiplin amiri, aynı zamanda birliğinin disiplininden de sorumludur. Bu yüzden disiplinsizlik nedeniyle ceza vermese bile söz konusu kişiyi ikaz edebilir. Bazen bu tür bir ikaz disiplinin sağlanmasında disiplin cezasından da etkili olabilir[328]. Askeri hâkim sınıfından atanmış bir disiplin subayı yoksa veya görevini yapmasını engelleyici nedenlerin (mesela izin, istirahat vb.) bulunması halinde herhangi bir sınıftan subay, teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan kıta komutanı tarafından idari bir emirle disiplin subayı olarak görevlendirilir. Bu şekilde görevlendirilecek subayın teğmen, üsteğmen, yüzbaşı veya binbaşı rütbesinde olması şarttır. Asteğmen rütbesindeki bir yedek subayın disiplin subayı olması mümkün olmadığı gibi, yarbay ve albay rütbelerindeki subaylar da bu göreve seçilemezler.
Silahlı kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.” Bu maddenin gerekçesinde ise, “fıkra kişi hürriyetinin ağır tehdidini teşkil eden hapis cezalarının yalnız mahkemelerce hükmedileceği; yani bunun bir “idari müeyyide” olarak (mesela disiplin cezası) idare tarafından uygulanmayacağı esasını getirmektedir. Farklı bir disiplin rejimini bilen silahlı kuvvetler bu yasağın dışında bırakılmıştır” denmektedir. Buradaki “idari müeyyide” deyiminin parantez içindeki ifade dikkate alınarak sadece AsCK’nun 165. Maddesindeki disiplin cezalarını kasteddiğini söylemek zordur[576]. Disiplin amirlerinin kendilerine tanınan yetkileri kullanırken uymaları gereken esas ve usuller ile sorumlulukları ise TSKDY’nin 11 ve JDY’nin 8. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Başkanlar kurulunun görevleri” başlıklı 35. Borçlar hukukuna göre Bettilt borcu doğuştan eksik borç olarak nitelendirilmiş ; borçlu tarafından ifa edilirse , bu ifayı geçerli sayılmış ve bu ödemenin sebepsiz zenginleşme ve bağış teşkil etmeyeceği ,taraflara arasında esas olarak borç ilişkisinin varlığını ve borçlu borcu bilerek ödemiş olduğu gerekçesi ile ifa edilen borcun geri istenmesini mümkün kılmamıştır. Bahis borçlarından doğan alacaklar ile ilgili sözleşmeleri B.K. Maddeleri kapsamına almış ve bu tür borçlarının ifası vaad edilemeyeceği gibi kefalet veya rehin yolu ile teminat altına alınamayacağı ve takas edilemeyeceği düzenlenmiştir.Borçlar Kanunu 604.maddeye göre bahisten doğan alacak hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz. Kıymetli evrakın iyiniyetli üçüncü kişilere sağladığı haklar saklıdır.Kumar ve bahis borcu için isteyerek yapılan ödemeler geri alınamaz. Ancak, bahsin usulüne göre yürütülmesi beklenmedik olayla veya diğer tarafın fiiliyle engellenmişse ya da diğer taraf bahse hile karıştırmışsa, isteyerek yapılan ödeme geri alınabilir.Borçlar Kanunu’nun 606.maddesine göre Düzenlenmesine kanun veya yetkili makamlarca izin verilmiş olmadıkça, piyango ve diğer şans oyunlarından doğan alacaklar hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz.